Pazar, Mart 01, 2009

Yeni Mecramız Haber Türk, Gazete TV Web

Türkiye'nin Tek Değişik Gazetesi ve Değiştireceksiniz sloganlarıyla aylardır merakla beklenen Haber Türk nihayet bugün yayın hayatına başladı. Kendilerine başarılar diliyor, medya dünyamıza hoşgeldin diyorum. Gazete Haber Türk ile ilgili ilk değerlendirmelerime gelince. Öncelikle tek isim üzerinden, ülkemizdeki ilk ve tek birleşik mecra olmalarının son derece stratejik ve doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. TV, Gazete ve Internet mecralarının isminin Haber Türk olmasından bahsediyorum. Marka bilinirliği ve marka sadakatı oluşturmada rakiplerine göre son derece avantajlı bir durumdalar. Yeterki bu üç mecrayı tüketici açısından doğru konumlandırsınlar. Teknik imkanları oldukça etkileyici. Klasik gazete boyutunun dışına çıkmaları ve kağıdın kalitesi üst gelir grubu ve yüksek eğitimli tüketici üzerinde olumlu etkileri olacaktır. Ayrıca Haber Türk olarak tüm Türkiye'nin değil ilk olarak İstanbul, Ankara ve İzmir mecrası olmaları çok önemli. Gazetenin reklam kampanyası etkileyici ama eksik buldum. Çünkü mecralar arası rekabette verilmesi gereken ilk mesajın değişim ve değiştireceksiniz olmasına katılıyorum. Reklamın medya planlamasında bir çok mecrayı birlikte kullanmaları oldukça etkileyiciydi. Tek bir mesaj ile bu kadar uzun  süre yayında kalmaları, neden değiştirmemiz gerektiğini tam olarak anlatamadı. Yani ikinci bir mesaj daha gerekiyordu. Problem bütçe ise pazarlama yatırımı daha etkin yönetilebilirdi. Hala vakit var ve önümüzdeki iki haftalık süreç bunun için önemli. 

Bugüne gelince, İlk gün Hürriyet ve Sabah ile birlikte aynı saatte satışa sunulamadı. Örneğin Ataşehir'de erken saatte gazete bayiine gidenler, eski ! gazetelerini alarak evlerine döndüler. Yani değiştirmek için yarını beklemek zorunda kaldılar. Bu da ilk gün için 370 binlik bir satışta kalmalarına neden olacak sanırım. Ama promosyonsuz yüzde 17'lik bir iade oranı ilk gün için oldukça başarılı bir rakamdır. Ayrıca 50 kuruş gibi bir bedelden çıkmaları son derece yerindeydi. Ancak üçüncü sayfadaki "bir haftalık tanıtım fiyatımız 50, sonra üç ilde hafta içi 75, hafta sonu 1 lira" açıklamasını oldukça erken bir karar olarak değerlendiriyorum. Tamam ürün pahalı olabilir ama rekabetin kuralları var. İlk günden giydirilmiş maliyeti satış fiyatından çıkaramayabilirsiniz. Burada da sorumluluk reklam bölümündeki arkadaşlara düşüyor tabiki. Ama üç ilin fiyatını diğer şehirlerden yüksek tutmaları, rekabette Haber Türk'ü bir adım öne geçirecek ve yeni bir ilk olacak.

Reklamveren ve ajanslar için çeyrek sayfalık geçme kapak, orta sayfanın sağa ve sola açılabilir (kapaklı) ve blok 4+4 lük reklam alanı, yeni ve oldukça büyük ve etkin bir kullanım oluşturacak. Tabi buranın blok kullanılması en çok Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı'nın yazılarını etkileyecek görünüyor. Reklamverenlerin ilk sayıya ilgisi oldukça normal ve yeterli iken ilginin bir hafta devam edip etmeyeceği  en ciddi sorulardan biri olarak gündemde kalacak. Aynı gün 6 farklı (Ana gazete, Ekonomi, spor, magazin, İstanbul, Pazar ve Bulmaca ) gazete sunmasını reklamveren ve ajansları nasıl değerlendirecek birlikte göreceğiz.

Haber Türk'ün teknoloji ve kağıt kalitesiyle ülkemiz medyasında yeni bir değişimi başlattığı kesin. Ama asıl gazetenin içeriğinin tüketiciyi nasıl etkileyeceği, gazetesini değiştirip değiştirmeyeceği veya yeni gazete okur kitlesi oluşturup oluşturmayacağını bir aylık süre içinde birlikte göreceğiz. İnşallah Fatih Altaylı, Murat Bardakçı ve Doğan Satmış'tan oluşan yeni kuşak abilerini geçer. Bu arada gazetenin logosundaki bayrak kırmızısı ve dalgalı zemin ile Haber ve Türk'ün arasındaki kırmızı çizgi ezber bozmuş ama zemini yoruyor. Bu arada satış fiyatı ve ağırlıklı üç il yaklaşımı gazeteyi tiraj olarak Milliyet, Vatan arasında veya üstünde bir yerlere konumlanayabilir. Bu, başlangıç için hedeflenen ise belki başarılı bulunabilir ama tirajda  400 bin ve üzerinin başarı çizgisi olduğunu unutulmamalı. Yoksa yüksek erişim için promosyon zorunluluğu kaçınılmaz olur.

Hiç yorum yok: