Çarşamba, Aralık 05, 2007

Tehlike Bir Tehdittir

"Türban Nefreti, Nefret Türbanı" Türban siyasal bir simge olmaktan çıkıp bir nefret simgesi haline mi dönüşüyor ? ...Kızıl Bayrak gazetesi satan kızın başında türban var. Yani komunizmin sembolü ile siyasallaşmış dinin sembolü aynı kızın üzerinde birleşmiş. Yani iki radikal inanış bir araya gelmiş....Burada beni daha da fazla rahatsız eden bir şey var. Kızın yüzündeki nefret ifadesi... Dünya orak çekiç ile türban ittifakını son defa 1979 yılında İran'da görmüştü...Sonunda...türban orak çekici tasviye etmişti...Bir inanç sembolü, nefret sembolü haline dönüşüyorsa, çok tehlikeli bir dönem başlıyor demektir. Ertuğrul Özkök/Hürriyet

Ertuğrul Özkök Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni olduğu için ne yazarsa yazsın mutlaka okunmalıdır. Görüşlerine katılmak zorunda olmayabilirsiniz, ondan nefrette edebilirsiniz ama ülkemizin en güçlü ticari gazetesinin en tepesinde hemde sosyolog bir yazar olarak oturduğu sürece ve bu gücün çok farkında ve de bunu kullandığı sürece okumalısınız.

Örneğin bu yazısında iki tehdit var. Ya gerçekten dediği gibi AKP İktidarı döneminde birileri tarafından sahneye konulan ve yakın gelecekte memleketi bekleyen çok çok büyük bir tehdit ile karşı karşıyayız, ya da Ertuğrul Özkök hükümet başta olmak üzere tüm memleketi tehdit ediyor... Sizce hangisi... ?

Köşerler üzerine

Memleketi hala bir buçuk medya yönetmeye hükümet ise yönetimi onlardan devralmaya çalışıyor. Geçmiş hükümetlerin başaramadığı acaba bu hükümet başarabilecek mi ? İnşallah...

Bu ülkede gazeteciler (köşer*ler) olumsuz eleştirilmekten yada değerlendirilmek hiç hoşlanmazlar. Olumsuz eleştirilmeyi görev sayarlar ama olumsuz eleştirilmeyi kaldıramazlar. Yani paranoyaktırlar. Şarkıcı ve mankenler gibi medya sürekli onları yazsın isterler. Yani ikinci veya arka sayfa güzeli olmak gibi. Sürekli birbirlerini okurlar. Yani kim kime takmış, ne demiş, ben kime takabilirim gibi. Burunları iyi koku aldığından ertesi gün memleket ne konuşacak bilirler ve çorbada benimde tuzum olmalı misali aynı konuyu yazmaktan çekinmezler. Gerçi içlerinde her zaman daha akıllıları çıkar ve onların yazdığı yazmak yerine yeni gündemler bulur yazarlar. Haber atlama korkusuyla önyargılıdırlar. Sayfa baskıya girene kadar ne topladılarsa o, gerisi senaryo misali. Dilin kemiği olmadığı için birgün önce söylediklerinin arkasında durmak zorunda hiç hissetmezler kendileri. İnavasyon çağında, çevrimiçi mecranın payı hergeçen gün artarken, develer pire, pireler deve iken, ben babamın beşiğini tıgır-mıngır sallar iken ...