Çarşamba, Şubat 13, 2008

Reklam Değerlendirmeleri-1

Yeni vizyona giren bazı reklamlar oldukça düşündürücü. Reklamın iş emrinde veya kreatif grubundaki bu problemler mutlaka çözümlenmeli. İşte size bir kaç örnek:
  • Nissan Note: Çocuğun arkadaş davetine giderken babasından yollarının üzerindeki kaç arkadaşını almalarını istediği saydınız mı ? Altı. Evet yanlış duymadınız tam altı. Peki bu kadar çocuğu 4+1 kişilik Nissan Note'a nasıl oturtacağız ?
  • Vodafone: Okulu bırakıp dansöz olmaya karar veren kız billboard'ı. Reklamı ilk kez Billboardlarda gördüğünüzde verilen mesajı anlamak için ya mutlaka TV reklamını izlemeniz ya da hayal gücünüzü sonuna kadar zorlamanız gerekiyor. TV reklamı izlediğinizde ise okulu bırakıp dansöz olmaya karar veren kızla ilgili akla gelen sorulara " Kızı bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya varır " atasözümüzü hatırlamayı unutmayın.
  • Turkcell 'in yaşları 5-7 yaş grubundaki "telatabi " çocuk kahramanları RTÜK yasasına rağmen halen reklam filminde nasıl başrol oynamaya devam ediyorlar biliyor musunuz ?

Pazartesi, Şubat 11, 2008

Kuyuya Atılan Taşı Arayan Ülke-1

Konuları birbirine karıştırmakta medyanın üzerine yoktur. Çünkü onlar için her yeni karışım, ilk kez söylenen yeni bir gündem demektir. Ülke gündemi sakin mi ? Birinci sayfalık haber mi yok ? Telaşlanmayın. Nasıl olsa herşeyin herşeyle bir ilgi ve ilişkisi yok mu ? Olmalı. Ya da siz yazınca olmaya başlıyacaktır. Sabahki gündem toplantısında siz sorgulamaya bir başlayın, nasıl olsa konu ile ilgili ilgisiz bütün bilgiler biraz sonra masanıza gelecektir. Ardından bir iki telefon görüşmesi sonra haber hazır. Ayrıca konu, elini sallasan köşe yazarına değen bir ülkede mutlaka gündeme oturacak ve günlerce hatta yıllarca rahmetli ön adınızla tartışalacaktır .

Basının gündemine alıp günlerce tartıştığı bir konu eğer çözüme kavuşmuyorsa mutlaka birilerinin bir bildiği vardır. Bu bilinen, kapitalizmin globalleştiği bir dünyada sadece ticaridir. Ülke, dünya ve insanlık yararına diye ticari olmayan bir şeyden bahsetmek artık mümkün değildir. Çünkü yapılan herşeyin onlar için ticari bir maliyeti vardır. Her konu bir gideri, her giderde bir geliri doğurmak zorundadır. O halde her konu, ticari bir faliyet konusu ve gider-gelir tablosudur. Bu onlar için hedeflenen bir mizan var demektir. Belki pazar lideri olmak, belki en yüksek pazar payına sahip olmak, belki en büyük olmak, belki de herşeyi hem de herşeyi yönetebilmektir. Herşeyi yönetebilmek içinde herşey sahip olmak bunu gerçekleştirebilmek içinde ne gerekirse yapmanız gerekir. Ya siz yaparsınız bunu ya da başka birileri . En çok isteyen her zaman en çok kazanandır.
"Deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış" bizim atasözümüzdür. Yani memleketin şu haline bakıp delileri gördükte akıllılar nerede diyenlere verilecek cevap bellidir.