Pazartesi, Aralık 15, 2008

Kurban dan sonra

Bir kurban bayramını daha geride bıraktık. Medyamızda yine kanlı görüntüler vardı. Dini bir bayramın yine olumsuz kareleri haber oldu. Yani başarısızlıkların haberleri yapıldı. Bu na bir de politik başarısızlıklar eklenince bayram sayfaları doldu taştı. Medyamız başta olmak üzere giderek moral değerleri olumsuzluklarla dolu bir ülke olduk çıktık. Herşeyi eleştirir, herşeye olumsuz tarafından bakar olduk. Tabi bu arada herşeyi bilen kişi sayımızda da doğal olarak bir patlama oldu. Artık, medyanın şiddete karşı son kampanyalarına eğitimsizliğin ve bilgisizliğin değil, olumsuzluğun bir sonucu olabilir mi diye de bakmak gerekiyor. Öyle ya, herşeyin mükemmelini aramıyor muyuz ? Mükemmel derken, en iyiyi kast ettiğimin altını çizmek istiyorum. Hatalarımızı en aza indirgeyip sonra da yok etmeye çalışmıyormuyuz ? Peki bunu nasıl yapıyoruz ? Başarısızlıklarımızı ortaya koyup sonra bunları inceleyerek iyi bir toplum ve insan olmaya çalışıyoruz. Oysa bu ne kadar yanlış. Düşünsenize iyiye, kötüyü inceleyerek ulaşmaya çalışıyoruz. Hey hak, nereden nereye geldik misaliyiz! Bir çocuk dünyaya geldiğinde onunla birlikte doğan iyi ve güzelden bahsediyoruz. Peki, olumsuzlukları inceleyerek olumlu hale getirmek mümkün mü ?  "Mükemmeliği, başarısızlığı inceleyip onu tersine çevirerek elde edemezsiniz... Çünkü, mükemmeliyetle başarısızlık çoğu zaman şaşırtıcı derecede birbirine benzer. İstisna olan ortalamadır." Bu sözler bana değil. Gallup'un First, Break All the Rules kitabının yazarı Marcus Buckingham ve Curt Hoffmanna ait. Yeni yüzyılda artık yöneticilere, iyi bir yönetici olmak istiyorsanız lütfen bu dikkat edin deniyor. Yani herşeye olumlu tarafından bakarak etkin çözüm yolları bulabilirsiniz. Bu bakış açısı, sizi başarıya götüren yolları kısaltacak ve çevrenizdeki insanların performanslarını artıracaktır. Düşünün, şimdiye kadar, kaç insanın olumsuz yönlerini anlatarak onun doğruyu bulmasına ve değişmesine yardımcı oldunuz ? Yoksa sadece sizin yanınızda mı o olumsuzlukları sergilemiyorlar. Bu onların artık başarılı veya iyi biri oldukları anlamına gelir mi ? Cezaevleri ekonomik krizlerin olduğu dönemlerde daha fazla doluyor. Neden ? Suçu işlemeden önce biliyoruz ama çaresizlik veya bir anlık hata aynı sonucu doğuruyor. Bizde bunu haber yapıyoruz ? Haber olana kadar ki hiçbir süreçte yokuz veya olumsuzluklarla veya benzer haberlerle suçu normal hale getirdiğimizin farkında değiliz. Eee suç oluşunca ordayız ve suçluyu yerden yere vurarak ona iyi olması için neden oluşturuyoruz öyle mi ? Yok bir şey. Şimdiye kadar kaç kurban bayramı geçti bir düşünün. Bu görüntüler oluşmasın diye yapılan yayınların kaçı doğru sonucu doğurdu ? Ama her geçen gün, olumsuz görüntü sayısı azaldı diyeceksiniz. Acaba gerçekten öyle mi ?  Yoksa biz mi aynı görüntüleri fazlasıyla vermekten sıkıldık ? Kaç insan dini bir görevini yerine getirirken suç işlemek veya bu tür olumsuz ortamlarda bulunmak ister ? Medyanın görevlerinden biri toplum veya birey için problem olan unsuru ortadan kaldırmak için tarafları ilgili kurum ve kuruluşlarla bir araya getirerek çözüm bulunmasına yardımcı olmak değil mi ? O zaman Hükümet, Belediyeler ve Diyanet ile bir araya gelinerek projeler üretilebilir ve bunlar pilot uygulamalarla hayata geçirilir. Sonra da genele yayılır. Bunu magazin basını yapmazsa kendini haber medyası olarak görenler yapmalıdır. Ama önce bu tür konulara olumlu tarafından bakmayı öğrenelim. İşte bir fırsat, demir tavında dövülür müş. Kurban Bayramı yeni bitti. Geriye olumsuz olarak bıraktıkları ortada ve gelecek yıl bunları yaşamamak için çözüm zamanı. Yoksa bu yıl başlayan belediye ve vakıf çözümleri konuyu başka bir yere taşıyacak. Sonra bizde bunları haber yaparak yine bulamıyacağımız iyiyi ve doğruyu arıyacağız...