Cumartesi, Şubat 05, 2011

Allah’a Tanrı demek ...


Bazı insanlara göre bu iki kelime, yani Allah ve Tanrı, aslında aynı Varlığın iki ismi. Bazı insanlara göre de aynı gibi ama ara da bir fark var. Biri O’nun gerçek ismi diğeri ise mitolojik bir isimlendirme. Savaş Tanrısı, Aşk Tanrıçası gibi. Mitolojik. Çağlar öncesine ait.

Oysa Allah, dünyamızın büyük beyinlerinin uğraştığı ama hala bir türlü yazamadığı şu “her şeyin teorisi” denkleminin gerçek Sahibini ifade ediyor. O’nu tam olarak ifade eden ve bütün sıfatlarını içine alan tek bir isim. Farklı bir ifade ile dünyamızın dörtte üçünün kainatın Yaratıcısı olarak kabul ettiği varlığın ismini ifade ediyor. Hristiyan ve Yahudiler için GOD. Müslümanlar için ALLAH. Bu öyle bir isim ki kendini Tanrı ilan eden Firavun’un bile kendine koymadığı isim. Ayrıca Kabe’nin etrafına doldurulan 360 puta bile konmayan bir isim.

Bu konuyu konuşurken amacımız kimseyi kategorize etmek veya sorgulamak değil. Bu haddimize de değil. Sadece bazı medya mensuplarının kamuoyu ile paylaşmakta sakınca görmediği özelimize ait bir konudan ve bunun Yaratıcısından bahsederken neden gerçek duygularını bazı kelimelerin arkasına saklanarak söyleme gereği duydukları ile ilgili. Ne okurlar aptal ne de onlar çok akıllı. Kimse onlara bu konuda bizi aydınlatın demiyor. Bu konuda sınavda yapmıyor.

Şöyle düşünelim. Birileri bize isimlerini söylüyor hatta sıfatlarını da söylüyor ama biz bunların dışında kendilerine başka bir sıfatla hitap ediyoruz. Yani söyledikleri isimlerini kullanmıyoruz. Kendileri bir yana onları tanıyanlar da bu durumdan rahatsız olmazlar mı ?

O halde nedeni ne olursa olsun. Allah’tan isim olarak bahsederken, O’nu tanıyanlara saygı gereği Allah ismini söylemeleri gerekmez mi? Öncelikle O’nun ismini doğru bilmek gerekmez mi? Diyelim ismi biliyoruz ama sıfatını kullanmak istiyoruz. Çünkü bahsetmek istediğimiz konu bir sıfatıyla ilgili. Tabiki olabilir.

Ama isim söylemek istiyorsa neden gerçek ismi bilirken kullanmaz. Eğer kullanmak istemiyorsan nedenini söylersin olur biter. Yok nedenini de söylemek istemiyorum diyorsan, bilin bakalım ben ne demek istiyorum diyorsundur. O zamanda birileri çıkar, ben senin ne demek istediğini anlıyorum ama kusura bakma da bu öyle köşende hergün yazdığın ve iyi bildiğini iddia ettiğin bir konu olmadığı belli demez mi?

Çünkü bilseniz ne demeniz gerektiğini bilirdiniz. Kimse kimsenin içini bilmez. Bilmesi de gerekmez. Ama eğer laiksek ve inançlara saygı duyuyorsak söylememiz gereken şey bellidir. Yok zaten inançlıysanız da neden söylemediğinizi soranlara cevap vermeniz gerekmez mi? Çünkü söyleyen sizsiniz.

Biliyorsunuz köşe-r yazarları ülkemizdeki entellektüel sermayenin ! en ateşli temsilcileridir. Yazdıklarını okurken kullandıkları her kelimeyi ince ince düşünmemizi önerirler. İşte bende son günlerde yazdıklarını okurken ince ince düşündüm, düşümdüm. Ama işin içinde çıkamadım. Sizinle paylaşmak istedim. Belki bana yardımcı olabilirsiniz diye düşündüm. 

Acaba entellektüel sermayenin bazı kelime üstadları yazılarında neden “Allah” ismi yerine  “Tanrı” kelimesini kullanmayı tercih ediyor olabilirler? Yazılarını okuduğunuz da belki siz çözersiniz ve  benimle paylaşırsınız. Kimlerden ve hangi yazılarından mı bahsediyorum? Akif Beki, Ertuğrul Özkök, Serdar Turgut’tan bahsediyorum. Şimdi sayın Özkök ve Turgut’u anladıkta sayın Beki nereden icap etti diyebilirsiniz. Dedim ya inanın bu sorulara benim verecek cevabım yok. Sizden yardım isteyen benim unutmayın.

Bu arada sayın Özkök’ün Umre ziyaretinden sonra, sayın Turgut’u da Haber Türk’e geçtiğinden beri kendi iç dünyalarını samimiyetle ! okurlarıyla paylaşmak istediklerini düşünüyor ve özellerini paylaştıkları için teşekkür ediyorum.

İşte örnekler: Örneğin Akif Beki. Radikal’deki köşesinde 6 Kasım’da yazdığı Twitter'daki başörtüsü yemini” isimli yazısında* beş defa “Tanrı” kelimesini kullanmış. Hatta Beki, yazısının içinde Kuran-ı Kerim’in bazı ayetlerine (“Ol” ve “And olsun ki” ile başlayanlara) yer vermiş. Ama “Allah” kelimesini hiç kullanmamış.

Örneğin Ertuğrul Özkök. Hürriyet’teki 7 Kasım tarihli “Zafer yalnızca Tanrı'nındır”** yazısında beş defa “Tanrı” kelimesini kullanmış. Onun yazısında da “Allah” kelimesi hiç geçmiyor.

Bir diğer örnek Serdar Turgut. Haber Türk’teki 14 Kasım tarihli “Tanrı denklemi”*** yazısında tam onbir defa “Tanrı” kelimesini kullanmış. Onun yazısında da “Allah” kelimesi hiç geçmiyor.

Soruma cevap vermeden önce bilmeyenler için izninizle bir bilgiyi nacizane ve acizane olarak paylaşmak istiyorum. İslam inancında Yaradan’ın doksan dokuz isminden birincisi ve diğer isimlerinin tamamını birden ifade eden tek ismi “Allah” tır. “Tanrı” ismi ise doksan dokuz isimden ve sıfatından hiç biri değildir. “Allah” ismi öyle bir isimdir ki, bu ismi teşkil eden harfler birer birer kaldırılsa da manası bozulmaz. Örneğin sadece “H” harfi kalsa, hani şu her nefes alış verişimiz sırasında çıkardığımız “he” sesi varya, yine O’nu ifade eder.

Bu bilgilerden sonra işinizi kolaylaştırır mı bilemem ama ben bu yazarlarımızın Allah’a neden Tanrı dediklerini düşünürken aklıma gelenleri de paylaşmak istiyorum.

A.   İslam dini hakkında yeteri kadar bilgiye sahip olmadıkları için
B.   Allah ile aralarında özel bir sorun olduğu için
C.   İngilizce’yi çok iyi bildikleri için
D.   Yazdıklarını önce İngilizce yazıp sonra Türkçe’ye çevirirken her seferinde unutukları için
E.    Tanrı kelimesi işlerine geldiği için
F.    Allah kelimesi bir yaşam biçimini, Tanrı kelimesi sadece dinsel bir varlığı ifade ettiği için
G.   Allah kelimesi ilimsel, Tanrı kelimesi mitolojik olduğu için
H.   Son Peygamber (S.A.V.) konusunda kararsız oldukları için
I.     Tefsirsiz Kur’an okudukları için
J.     Allah deyince mucize bekledikleri ve gerçekleşmediği için
K.   Okurlarınında kendileri gibi düşünmesini ve sayılarının çoğalmasını istedikleri için
L.    Tanrı kelimesi Allah kelimesinin laik hali olduğu için
M.   Tanrı kelimesini medya dünyası kullandığı için
N.   Entellektüel sermaye Tanrı dediği için
O.   Kendilerini sorgulamak için
P.    Fişlenmekten korktukları için
Q.   Böyle düşünmek akıllarına gelmediği için
R.   Bu yaştan sonra alışkanlıklarından vazgeçemiyecekleri için
S.   Allah’ın emirlerini bu yaştan sonra yapmak zor geldiği için
T.    Özel bir nedeni yok, akıllarına nasıl gelirse öyle kullandıkları için
U.   Neden dediklerini kendileri de bilmedikleri için
V.   Hiçbiri

Siz ne dersiniz?




İstanbul 19 Eylül 2009

*Akif Beki’nin yazısı

** Ertuğrul Özkök’ün yazısı

*** Serdar Turgut’un yazısı
http://www.haberturk.com/yazarlar/571564-tanri-denklemi