Cumartesi, Şubat 28, 2009

Seçim ve İletişim Konferansı-2 Bizim Mahalle

Konferans, Gürsel Tekin'in konuştuğu bölüme kadar oldukça verimliydi diyebilirim. Ama Güneri Civaoğlu'nun  Tekin'in iktidar eleştirilerini konferansı konusu olan seçim ve iletişime çekmek için üçüncü uyarısından sonra toplantıdan ayrıldım. Çünkü bir politikacının katıldığı bu tür konferanslarda, özellikle de bir üniversite ortamında, meydanlardaki söylevlerini bırakıp biraz konuya odaklanmasını ve daha sonra yeri geldikçe eleştirilerini yapmasının daha etkili olacağına inanırım. Politikacıların ne zaman bir kamera veya mikrofon görse hemen politika konuşmalarını dinleyenlere karşı haksızlık olduğunu düşünüyorum. 

Paylaşmak istediğim konu ve konuşmacılara gelince;
Haluk Gürgen ( kendileri Anadolu Üniversitesi İBF'den hocamdır); doğru zamanda, doğru mekanda, doğru kişileri RD ve Mediacat'i de içine alarak böyle bir toplantıda bir araya getirmesi iletişim dekanlığına çok yakıştı. 
Deniz Ülkü Arıboğan; rektör iletişimci değilim dese de yapabiliyorsan ve satabiliyorsan herşey normal, ne yaptığınnı değil kim olduğumuzu önemseyen bir dönem, bu dünya bize dayatılanların dünyası ve hayat iletişimdir başlıkları içinde potansiyel bir pazarlamacı ve iletişimci ruhu taşıdığını gösteriyordu.
Yılmaz Esmer; biliyorum beni yine yanlış anlayacaksınız yönlendirmesiyle konuşmasına başlaması, seçmen ve tüketiciyi ayırmak gerektiği, seçmenin rasyonellere göre değil duygularına göre hareket ettiği, taraflı seçmenin karşı görüşlere kapalı olduğu, seçim sonuçlarının kararsızların yüzde 20 lik bölümün kararına göre belirlendiği tesbitleri köşe yazarlarına konu olacak nitelikteydi.
Ali Eşref Turan; yerel seçimlerin genel seçimler havasında geçtiği ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini medya yetiştiriyor ama Kadir Topbaş'ın söylediklerini kimse duymuyor, çünkü başbakan konuşuyor tesbite sanırım herkes katıldı.
Necati Özkan; ülkemizde reklamcılar içinde siyasi iletişimci sayısı çok azdır. Mehmet Ural'dan sonra sektörümüz yeni bir siyasi iletişimci daha kazandı. Özellikle muhalefet partilerimizin bu kişilerden daha fazla yararlanması gerektiğini düşünüyorum. Özkan'ın Obama'nın başarısının altında yatan nedenleri anlatırken yaptığı bazı tesbitler oldukça önemliydi. Obama'nın aslında basit bir söylev olan "umut ve değişim"den internet sayesinde, yeni seçmen ve umutsuzları da etkileyerek zaferle çıktığı, değişimin tepeden değil tabandan geldiği, Amerika'da seçimlerin yüzde 50'in üzerine çıkma üzerine inşa edildiği tesbitleri çok çarpıcıydı.
Güneri Civaoğlu ; her zamanki güleryüzlü soğukkanlılığı ve bir TV programı yapıyormuş havası ile yine dikkat çekiciydi. Ama iletişimi bir araç değil de kurum olarak tanımlaması ilginçti. "İletişim çağımızın en önemli kurumlarından biri" derken sanırım aradaki bazı kelimeleri atladı. Bu arada konuşmacılara sürekli dokunarak müdahale etmesi izleyenlerde Davos'luk gülüşmelere neden oldu. Kılıçdaroğlu ve Tekin'i sürekli seçim ve iletişim etrafında konuşmaya yönlendirmesi ve hedef kitleniz kim gibi net soruları oldukça etkileyiciydi.
Kemal Kılıçdaroğlu; İstanbul'da kültürel ayrışma var. Aynı yerden alışveriş yapmıyorlar. Ayrışma derinleşti bu da siyasetçinin işine yaradı. Yasaları ve değer yargılarını değiştirmek zaman istiyor sözleri kendisinin CHP'den değilde başka bir ülkeden yeni gelmiş izlenimi oluşmasına neden oldu.  
Gürsel Tekin; İstanbul il başkanı olduktan sonra yaptıklarını anlatmaya başlaması ve din eksenli siyaset yapılıyor gibi söylevleri gelecekte parti başkanlığına aday birinin konuşmaları gibiydi. Tabi bu arada sürekli Kılıçdaroğlu ile birlikte olmaya ve medyada birlikte görünmeye özen göstermesi, bu tür ortamlarda sürekli birşeyler söylemesi kafalarda bir takım ruhundan çok farklı soruları da beraberinde getirdi.

Organizasyon için söylenebilecek en olumsuz eleştiri, Kılıçdaroğlu'nun karşısında Kadir Topbaş olmayınca neden MHP adayının çağrılmadığı ve onun yerine Gürsel Tekin tercih edilerek konferansı bir CHP desteği atmosferine sokulmasıydı. Eğer MHP adayını da Kılıçdaroğlu istemediyse o zaman Kadir Topbaş'ın bunu bilerek katılmamakta haksız mı ?  Çünkü nede olsa burası bizim mahalle değil mi ? 

Hiç yorum yok: